11 Mayıs 2009 Pazartesi

DENİZ OLUNMALI


Yüce dağların başına düşen kar, yaylalara, ovalara, ormanlara yağan yağmur; dere olur, göl olur, ırmak olur, sel olur, yeri gelir coşar, yeri gelir dinlenir, büyüye büyüye denize ulaşır. Doğduğu yerden her bir dere, denize ulaşıncaya kadar kaç dil konuşur, kaç çocuk büyütür, kaç tarla sular, kaç uygarlığa analık eder?.. Ve elbette her bir dere ne kadar çok şey öğrenir yol boyu. Tarih olur, halk olur, bilge olur. Deniz bilgelerin toplandığı yerdir. Yeni bir yaşamın kaynağı. Herkese yer vardır denizde. Yüzlerce ırmağın taşıdığı, binlerce yeni yaşam.
Güneş vurur, buhar olur, yeniden kar, yeniden yağmur.
Devinim sürer gider.
Böyle böyle bilge olunur.
Önceki gün Ankara’da Karşıyaka Mezarlığı’ndaydık.
Denizler asılalı otuz yedi yıl olmuş.
Dile kolay; o gün doğanlar, bugün otuz yedi yaşındalar. Denizlerin arkadaşları altmışlı yaşlarda.
Denizlerin arkadaşlarını görüyorum. Saçları dökülmüş, sakalları ağarmış, yüzleri kırışmış... Ama ne ilginç, hâlâ Denizlerin yaşındalar. Aynı heyecanı, aynı kararlılığı, aynı inancı taşıyorlar...
Gençleri görüyorum; ellerinde çiçekler, bayraklar, ‘68’in şarkılarını söylüyorlar. Denizlerin çocukları, okul giysileriyle gelmişler. Belli, dersten kaçmışlar bugün... Başka bir sınıfa, başka bir derse, başka bir öğretmene gelmişler. Öylesine sevimliler ve de öylesine mutlular ki...
Devrimci 78’liler adına Ruşen Sümbüloğlu okuyor ortak metni. 6. Filo’yu anımsatıyor. Dinleyenler sloganlarla, zılgıtlarla yanıt veriyor.
Denizlerin o günlerden bugünlere arkadaşı Mustafa Yalçıner konuşuyor. Nasıl Deniz olunabileceğini anlatıyor. CHP’lileri ve DTP’lileri, Kürtleri, Türkleri, Alevileri, Sünnileri anımsatıyor. Deniz’in nasıl herkesi çevresinde birleştirdiği gerçeğinin altını çiziyor. Her dilden, her inançtan, her siyasi kesimden, her kuşaktan binlerce insanı bir araya getirebilmek için Deniz olmak gerektiğini anlatıyor. “Deniz olun, Deniz olalım” diyor. Deniz’in son sözlerini anımsatıyor. Dersten kaçmış okul çocuklarına bu dersi anlatıyor.
Halit Çelenk, o geceyi ve önceki günleri anlatıyor.
Bir kez daha öğreniyoruz olup biteni. Dişlerimizi, yumruklarımızı sıkıyoruz. Heyecanımız yüzümüze yansıyor. Böylesi yoldaşlarımız, önderlerimiz, arkadaşlarımız olduğu için gurur duyuyoruz.
Yüce dağlar başına düşen kar, ormana yağan yağmur, denize ulaştığında artık bilge olmuş olan nehir... Yeni yaşamlar, gençler, mektepliler... Ve başlarında bir bilge Alaattin Bilgi.
Deniz olmak böyle bir şey!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder